20 Ekim 2011 Perşembe

Beren Saat yeni sevgilisiyle görüntülendi. Yeni sevgili, eskiyi unutturur mu?


 LadyLeblebi: Yönetmen sevgilisi Levent Semerci ile 3 yıllık ilişkisini geçtiğimiz ay bitiren Beren Saat, birlikte görüntülendiği yabancı arkadaşıyla aralarında aşk olup olmadığı sorusuna gülümseyerek cevap vermiş. Huuh valla cümleyi kurarken yoruldum anacım.

LafKumkuması: Çivi çiviyi söker beybi. Ama bu tarz ilişkiler genelde kısa sürer. Yenisinde eskisini ararsın, bulamazsın ve yorulursun.

LadyLeblebi: Bence de çivi çiviyi söker ama eskisini aramayabilirsin. İlişki uzun süre ‘bidargınbibarışık’ sürdüyse, bulursun sakin birini, atarsın kapağı.. ohh mis

 LafKumkuması: Ya ben aslında ‘gelen gideni aratır’ diyorum. Hani kötüsü gelicek anlamında değil de, yenisine baktıkça dersin ki ‘ayy Haydar’la  da buraya gelmiştik. O da hömkürürken tıkanırdı’ falan gibi şeyler. Bu da doğal aslında. Ne kadar dargın-barışık bi ilişki olsa da kaç yılını vermişsin.. hemen biter bitmez yeni birini bulmak yanlış. Ha biz de yaptık ama olmadı. Sürmedi yani..

LadyLeblebi: Yıllarını vermişsin de olmayınca olmuyor işte. Geçmişte yaşamanın ağlayıp zırlamanın,  o insana daha da bağlanmaktan başka bi faydası olamaz insana. Hemen ayağa kalkıp, önüne bakmalı insan. Mümkünse iyileşmek için taze bi kan bulmak lazım.

LafKumkuması: Bence bayanlar biraz kendilerine bakmalı ayrıldıktan sonra. ‘Ben kendi ayakları üstünde durabilen bir kadınım bea’ tripleri iyi gidiyor. Biraz saç değişikliği, yeni ayakkabı, yeni hobi falan..

LadyLeblebi: Ne için bütün bunlar? Yine kendini sevilmeye değer hissetmek için. Bunları boşver, bul birini, hem sevildiğini hisset hem de şansını dene. Belki hayatının aşkı bu yeni adamdır. Neden yanlış olsun hemen bi başkasını bulmak?

LafKumkuması: Ya kendini ilişkiye veremiyorsun ki. Armudun sapı, üzümün çöpü batıyor gözüne. Aradığın adam olması da çok uzak bi ihtimal. Aklın başında değil ve hızlıca verilmiş bir karar. Bu gibi dönemlerde hep yakınında olup sana yıllardır yavşayan bir tip seçilir. ‘Benim sevdiğim kıymet bilmedi, bu bilir’ gibisine..

LadyLeblebi: Nasıl aklın başında değil yahu? 3 yıldır zaten ayrılıp ayrılıp barışıyorsun güzelim, zaten ümidini çoktan kesmiş olmalısın bu ilişkiden, üzerine bi 3 yıl daha bekle istersen sen Lafkum.

Lafkumkuması: Ya ümidi kessen 3 yıl birlikte olmazsın Leby. Sen bana şunu söyle; aynı durumda sen de kaldın, nasıl oluyor uzun ilişkiden sonra seçtiğin adamlar?

LadyLeblebi: Uzun ilişki sonrasında seçtiğim adamla daha uzun birlikte oldum ben. Öncekini unutmak için seçtiğin adam unutulmaz olabilir. Önemli olan, senin o ilişkiden sonra kendini iyi dinlemen, tanıman, ne istediğini bilmen. ‘yek yaa ben kafama göre takıliim’ dersen ‘uzun ilişki’yle aynı cümlede bile geçemezsin.

LafKumkuması: Bence, senin durumun istisna. Bilemiyoruz, Beren de aynı durumda mı? Bakalım, zaman göstericek.


Aşkta ‘Erol Köse’cilik

Erol Köse’nin son zamanlarda twitter başta olmak üzere televizyonda ve yazılı basında ne denli meşhur olduğu hepinizce malum. Tarzını bilmeyenlerin bikaç tweetini okumaları yeter fikir sahibi olmaya.  Konuşulan biri olduğu da yadsınamaz bir gerçek. Onu konuşmaya değer bulmayan insanlar bile ‘Erol Köse hakkında konuşmaya bile değer değil’ derken aslında onu konuşuyorlar.


Ben bu adamın zekasını, kalitesini filan sorgulayacak değilim, bana ne, benim üzerime vazife mi adamın yaptıktıkları, iddialarının gerçek olup olmadığı.. fakat Erol Köse yaptığı her çıkışta, her magazin sayfalarına konu oluşunda, bana çok iyi tanıdığım bi insanı hatırlatıyor. Siz bu insanı tanımıyorsunuz, ama aslında tanıyorsunuz. Sizin hayatınızda bir Erol Köse yok mu?Düşünün biraz..


Bu insan öyle bir insandır ki, aranız iyiyken onu çok seversiniz, sizin tarafınızı çok güzel tutar, çıkışlarının yersiz olduğunu bazen düşünseniz de onu yargılamazsınız, çünkü o sizin tarafınızdadır. Ahlakçıdır ama ahlaklı olmak zorunda değildir. Tarafını tuttuğu kişinin yüzüne vurmaz ve siz de bir gün sizin karşınıza geçtiğinde kullanmak için biriktirdiğini bilemezsiniz ortaklıklarınızı. Böyle birinden arkadaş kazığı yenir çok güzel, ama ya bi de bu adam/kadın senin sevgilinse? İşte o zaman işler biraz karışık.

Böyle bir adamı sevemem deme, böyle adamlar çok sevilir asıl. Hem de pek güzel sevilir. Herkese kötü, sana iyi olursa bir insan, nedenini bilemeden keyiflenirsin. Başkalarını korkutan sana bal şekerse, kendine çok güvenirsin.  Senin kendine daha çok güvenmeni sağlayan adam ya da kadın, senin vazgeçilmezin olur, çünkü bu istisnasız herkese iyi gelir, kimsenin özgüveni böyle bir sevgiliyi reddedecek kadar yüksek değil.

Bu karakterden sevgili ‘olur’unu ballı ballı anlattım diye heveslenme, şimdi sıra ‘olmaz olmaz’larda. Sen bu adamı sevdin ya arkadaş, sen boku yedin. ‘nası yirim yaaa nioldu’ diceksin çünkü sen kendini bu adama alışırken kaybettin, sen unuttun ki bu adam sana ‘şimdilik’ böyle. O ‘şimdilik’ süresince öyle mutluydun ki, sana söyledikleri seni öyle yükseltiyordu ki başkalarına nasıl davrandığının sence önemi yoktu.  Eğer bana yumuşak dokunuşlarda bulunan yılan, kimlerin poposunu kemirmiş bakmazsan, başına daha çok gelir bunlar. Üstelik de öyle seni bi anda özgüvensiz bırakmakla kalmaz bu adam tipi, sana verdiğini geri almakla kalmaz, o özgüvenden eser bırakmaz sende. Başkalarıyla alay ederken  onun bi  Cem Yılmaz olduğunu düşünüyordun, şimdi sıra sende. Umarım zayıf yönlerin oldukça azdır.

LadyLeblebi

Fedakar es 'Sibel Uresin' ve cok eslilik

Bir grup kadin 'cok eslilik yasal olsun' onerisinde bulunan Sibel Uresin hakkinda suc duyurusunda bulunmus. Bazi kesimler 'hakli' bulurken, bazilari da topa tutuyor genc hanimefendiyi.



Simdii ....

Erkeklerin aldatmasini doganin kanunu kabul edip, metreslerin haklarini koruyan canim hanimefendi, kadinin dogasi geregi de sevilmek, sevildigini bilmek yok mudur???

Uc, dort kadinla evlenen bir adam her birine ayni sefkati, sevgiyi, ilgiyi hatta maddi destegi esit olculerde nasil verebilir. Bir kadin sevdigini nasil paylasir baska tenlerle.

Ha diyorsun ki 'erkekler nasil olsa aldatiyor. Dogan cocuklarin haklari verilirken, metresin haklari yok sayiliyor. Ben onlari koruyorum. ' Iyi de bir kadinin metres olurken akli nerdeymis a guzel hanimefendi. Hadi diyelim oldu bitti. O zaman da su lafi soylerim ben kendilerine 'G.tune guvenmeyen mantara cikmazmis'.

Velhasilkelam, erkekleri cok eslilige ozendiricek soylemlerden cok, kadinlarin ikinci es olmasini engelleyecek onlari bilinclendirecek soylemlerde bulunsak daha iyi olmaz miydi??
Ya da bir kadina erkegini mutlu etmenin yollarini anlatsan???
Ama dogru senin icindeki domestik kadin illaki 'kocamdir, iyi olsun da aldatsin' modunda.

Peki ya ben;
Ben eslerden ayni seviyede sevgi, saygi beklerim. Aldatmaktansa bosanmaktan yanayim. Sadece cinsel iliski ya da ask, aldatma ne sekilde olursa olsun diger tarafi rencide edici bir durum. Aldatilan kadinlar hep kendilerini eksik hissederler. Belki de bir anlamda oyledirler kocalarinin bakis acisina gore, belki de kocalari sadece uckurlarina duskun beyinsizlerdir bilemem. Kadinlar hemen gider saclarini boyatir mesela aldatildiklarini ogrendiklerinde, guzellesirler, yeni seyler katarlar hayatlarina.

Prof. Dr. Yasar Nuri hocam da bu hanimefendiyi destekliyormus. Kadin erkek esitmis tabi ama erkegin dogasi buymus. Yani erkekleri basiretsiz bir hayvan gibi gormek bu.
Kadinlar da ayni seyi yapacak olsa 'hepimiz pic oluruz, babamiz belli olmaz' diyerek hiddetlendi. Hiddetinin sebebiyse kendi karisini, sevdigi kadini baskasiyla paylasmaya duydugu ofke.

Sayin hocam biz de ayni ofkeyi duyuyoruz ve duygusal yapimiz sayesinde daha yogun ve agrili yasiyoruz.



http://www.haberturk.com/polemik/haber/635336-sibel-uresin-hakkinda-suc-duyurusu



LafKumkumasi

17 Ekim 2011 Pazartesi

Bir felsefe disiplini olarak Adriana Lima ve Kıvanç Tatlıtuğ (ilk görüşte aşk ne kadar gerçek?)

İkisi de göz önünde, ikisi de tartışılmaz güzellikte. Tartışılmaz dedim evet, çünkü her ne kadar başka tipleri daha çekici bulabilirseniz de bu iki isim için çirkin demek , büyük haksızlık olur. Siz yine kendinizi iyi hissedecekseniz deyin tabii. Fakat bu yazı kendinizi iyi hissetmeniz için yazılmadı.


Mutlaka birilerine aşık oldunuz, olmadıysanız da en azından birilerinden hoşlandınız. Bu kişi bazen sözünü ettiğimiz isimler gibi ulaşılmaz, bazen çevrenizden ve dokunabilecek kadar yakın olabilir. Ulaşılmazsa ve onu deli gibi beğeniyorsanız samimiyetinizi sorgulamıycam. Ya değilse?

Aşık oldum dediğiniz kişinin aslında hayallerinizdeki erkek ya da kadın olmadığının farkında mısınız? Bu yazıda aşkta tek ölçü güzellikmiş gibi basitleştirerek açıklıyorum, sizin hayaliniz neyse siz yerine o değerlerin tümünü koyarsınız artık. Ölçünüz güzellikse, Adriana ya da Kıvaç kadar güzel değil; ölçünüz kültürse bir Okan Bayülgen değil, fakat siz ona aşık olduğunuzu iddia ediyorsunuz, ve bu noktada çok fena yanılıyorsunuz a dostlar!

Siz ona aşık oldum diyorsunuz, çünkü o ulaşılmaz değil, ve siz de mükemmel değilsiniz. Kendinize baktınız, bi de ona baktınız, size denk ya da size fazlaysa ve ilişki yaşayabilme ihtimaliniz ortada boylu boyunca uzanıyorsa, siz o insandan etkilenirsiniz, onunla çıkarsınız, belki sonra onu seversiniz, ona aşık olursunuz. Şimdi bahsedeceğim onunla henüz birlikte olmadan öncesi için geçerlidir, aksi durumda sorumluluk kabul etmem. Neden o sorusunun cevabını az önce verdim, çünkü o ulaşılabilir. Peki ya bu ne kadar samimiyet ve gerçeklik içeriyor desem?

Sinirleriniz gerilmeden hemen önce söylemek isterim ki; amacım size yaşadığınız duyguları sahte hissettirmek değil, zaten bunu beceremem. Fakat kendinize karşı dürüstçe şu soruyu cevaplayın lütfen; Adriana Lima olsaydınız ondan hoşlanacak mıydınız? Tabii ki hayır. O zaman eğer aşkta ya da hoşlantıda ölçü sizin ne olduğunuz ise,  nerede  gerçeklik?

Gerçek aşk ilk görüşte yaşanıyorsa ve sizin ilk görüşte aşık oldum dediğiniz kişi ‘sizin haddinizce’ mükemmelse, kendinizi bundan sonraki yaşamınızda kandırmamanızı temenni ederim. Çünkü Adriana Lima siz değilsiniz, bu durumda size denk olan kişi hayallerinizin değil aklınızın prensi!



LadyLeblebi

16 Ekim 2011 Pazar

Deniz Uğur kendisinden 7 yaş küçük sevgilisiyle yakalanmış. Peki sizce? Aşkın yaşı var mı?


LafKumkumasi: Reha Muhtar'dan sonra alışmak zor olsa gerek.
Aradaki 741841 farkı bulmak zor değil ama :)
Bence Tamer Karadağlı, Reha Muhtar ve yeni yönetmen sevgilisi arasındaki tek ortak nokta belli bir prestije sahip olmaları.
Ama aradaki yaş farkı beni hep korkutur. Erkekler geç olgunlaşır mantığını destekliyorum.

LadyLeblebi: Bu son zamanlarda cok alışıldık bir şey artık, daha hala nesinden korkuyorsun tatlım, ya kadın 10 yaş büyük ya da erkek, geri kalan ilişkiler azınlıkta.
Erkekler geç olgunlaşır diye olgunlaşmış ve artık çürümek üzere olanlarından tercih yapmalıyız mantığını da destekliyor musun? :)

LafKumkumasi:
Yok yahu erkek çok yaşlı olunca da zor. Baba-kız gibi durmak da var işin içinde,
o zaman da ne giydikleriniz uyuşur ne de hobileriniz.

LadyLeblebi:
Ama öyle bi eksiklik de oluyor bazı kadınlarda, bence bu insanın şefkate ne denli ihtiyacı olduğuyla ilgili bi şey.

LafKumkumasi:
Baba şefkatini sevgilide arama fikri de iğrenç geliyor bana.


LadyLeblebi:
Herkes sevgilisinden şefkat bekler. Adına baba şefkati dersen, itici gelebilir. Ama bu da insanın , özellikle kadınların, ihtiyaç duyduğu bi duygu.

LafKumkumasi: 
Kendi yaşıtında da bulabilirsin o şefkati. Bunu 30 yaş büyük bi adamda aramayı saçma buluyorum.

LadyLeblebi: 30 yaş deyince hep aklıma ne şu gelir: O koskoca adamken sen bebektin, garip değil mi?

LafKumkumasi: Aynen ya, hemen hesaplıyorum. Ya diyorum adam 30 yaşındayken sen bebektin. Karşılaşsanız seni  pusetinde severdi, şimdi koynuna alacak, çok sapıkça.
Ha gönüller bir olunca samanlık seyran olur dersen, ona da itirazım var. 30 yaş büyük adama nasıl o gözle bakarsın ki.

LadyLeblebi: Evet ama, bu hesap ne kadar sağlıklı bilemiyorum. Sonuçta artık insan ömrü uzadı, insanlar kendilerine çok daha iyi bakıyorlar, çok daha sağlıklı yaşıyorlar. 60 yaşındayken 40 yaşında bir fiziğe ve kimyaya sahip olabiliyorlar, bu durumda 30 yaşında bir kadını çekici bulmak da onların suçu olmamalı.
Hem az önce sen demedin mi erkekler geç olgunlaşır diye, şimdi kendinle çelişiyosun, olgunlaşmamış, hayatı tanımamış, acı çekmemiş-çektirmemiş, yaşanmışlıktan eksik adam hangi şefkati verebilir sana. Ben hiç öyle bi şefkat görmedim yaşıtlarımdan.

LafKumkumasi: Ama ben 10 yaş gibi bi farktan bahsetmiyorum şuan. 30 yaş farktan bahsediyoruz. Erkek daha genç olmamalı bence ama arada dağlar kadar fark da olmamalı. Şefkati verirsen alırsın, ama tabii anlayana... Her yaşını başını almış adam da şefkat kumkuması olacak diye bir şey yok. Ayrıca bence kadınlar kendilerinden bu kadar büyük adamları seçerken biraz da 'ununu elemiş eleğini asmış' olayına bakıyolar. Adam parayı cukkalamış, evini barkını kurmuş, kadına da harcamak düşüyor. Kadınlar genellikle ikinci evliliklerini böyle yapıyor.

LadyLeblebi: 3.sünü de kendisinden 10 yaş küçükle... Akıllı, mantıklı kadın denir onlara :) Ama bence aşkta yaşın yeri yok. Gurur gibi... Belki ilişkiyi yürütmek konusunda zorluklar yaşanabilir ama aşk bunlardan bağımsız, özgür bi his.
 Ayrıca Deniz Uğur fıstık gibi bi kadın, kendisinden 7 yaş küçük bir erkekle olması çok da garip değil. Resme bakılırsa, bence yakışıyorlar.